Çölyak hastalığı sindirim sistemini tutan bir hastalık olsa da yaş büyüdükçe  sindirim sistemi dışı  bulgularla daha çok karşımıza gelebilmektedir.
Bunlardan deri  bulguları çölyak hastalığının en önemli bulgulardan birisidir.
Dermatitis Herpetiformis çölyak hastalığının en sık görülen cilt bulgusudur. Simetrik, uzuvların dış yüzlerini tutar. Kaşıntılı  Ürtiker plakları, içi sıvı dolu yapılar ( veziküller ) peteşial döküntüler şeklinde görülür. Tanı cilt biyopsisinin özel bir yöntemle  incelenmesi ile konulur. Enfekte bölgeden alınan biyopsi negatif sonuç verebilir. Tanı çocuklarda glütensiz diyet, 1 yılda geçmiyorsa ilaç tedavisi verilebilir
Vitiligo ( Alaca veya Alaca hastalığı )  cilde renk veren hücrelere karşı vücudun bağışıklık sisteminin geliştirdiği reaksiyon ile oluşur. Cilt rengi tutulum gösteren bölgelerde renk açılmaları gösterir. Tanı o bölgenin özel ışıkla (wood ışığı )incelenmesi ile kesinleşir.
Alopesia areata ( bölgesel keklik ) belli bölgelerde saçlı derinin ve saçların kaybıyla giden vücudun bağışıklık sistemini de ilgilendiren hastalıklarla birlikte olan durumdur. Bu 3 durumda; hasta
Da çölyak hastalığı gelişmeden yıllar önce bile çıkmış olabilir.
Atopik dermatit, kronik ürtiker, Sedef hastalığının çölyak hastalığı ile  ilişkileri tam netlik henüz kazanmamıştır. Çölyak Hastalığı Dışı Gluten ile ilişkili hastalıklar grubunda yer alırlar.
Herediter anjionörotik ödemin sebep olduğu karın ağrılarının Glutensiz diyetle geçtiğini destekleyen yayınlar vardır .çölyak hastalığı araştırılmalıdır
Atrofik glossit ve anguler stomatit , liken planus,  chelosis diğer bulgular olarak sayılabilir.

Kusma sıklıkla kendini sınırlayabildiği gibi, bazen de çok ciddi nedenlerle oluşabilir. Kusmaya eşlik eden durumlar her zaman araştırılmalıdır. Kusması olan çocukta dikkat edilmesi gereken ebeveynler arası akrabalık, benzer kardeş yakınmaları olması,
çocuğun kullanmakta olduğu ilaçlar,
Zehirlenmeler,
Kusmanın aç / tok karına olması,
Dışkılama  alışkanlıkları birlikte başka belirtiler var mı?
İdrar yolu kaynaklı,
Geçirilmiş karın operasyonlarının olması,
Besin alerjisi,
Kusmuğun içeriği,
Belirli besinleri almaktan kaçınma, solunum değişikliği ve periyodik olması,
Ateş yüksekliği,
Baş ağrısı olması, bulantısız sabah kusması, davranış bozukluğu  ve /veya çift görme varsa mutlaka ARAŞTIRILMALIDIR .
AYRICA; Çocuğun büyümesi gelişmesinin değerlendirilmesi ve genital bölge muayenesi çok önemlidir .

Yaşamın ilk 2 yılında  oluşan beslenme alışkanlığı yaşam boyu süren yeme davranışımın temelini oluşturmaktadır. İştahsızlık çocuk polikliniklerine sık başvuru nedenlerinden birisidir.

Çocuğun Ebeveyni ile konuşurken;  yeme-yedirme öyküsü, yeme davranışları  ile ilgili bilgiler yanında özel bir hastalığı olup olmadığı hakkında bilgiler edinilmelidir.

Erken çocukluk döneminde iştahsızlığa  yol açabilen durumları özetleyecek olursak;

Ebeveynlerden birisinin çocukluk döneminde iştahsızlık problemi yaşamış olması

Erken çocukluk döneminde kusma, reflü, besin alerjisi , infantil kolik ,kabızlık gibi iştahsızlığa neden olabilecek durumların olması

İştahsızlık genellikle ailenin ilk bebeğinde sıktır

Erken doğum ve düşük doğum ağırlığı  öyküsü olan bebeklerde iştahsızlık sık görülür.

Emzirme döneminde anne sütünün az  verilmiş olması, katı besinlere geç başlaması, ek besinlere başlama döneminde sorun yaşama ve yapılan yanlışlar diğer önemli nedenlerdendir.

Çocukta bozulmuş uyku düzeninin olması ve ciddi hastalık geçirme öyküsü olması

Çocuğun herhangi bir besinle kusma, öğürtü, boğulma hissi yaşamış olması gibi durumlar iştahsızlığa neden olabilir.

Ayrıca Bebek-bakıcı arası  iletişim azlığı,

Annenin anksiyetesinin olması, yeme problemi ve kendi beden algısında endişeli  olması iştahsızlığa yol açabilir.

Çocukta iştahsızlığı önlemek için ;

Annenin dedikleri mutlaka iyi bir şekilde dinlenmelidir.

Bebeklerde sağlıklı yeme davranışının gelişimi için bebeğin istekleri daima ön planda tutulmalıdır.

Yani: çocuğun neyi yemek istediği, nerede yemek istediği ve ne zaman yemek istediği her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.

İştahsızlığın emzirme döneminden ek besinlere geçişte,kaşıkla beslenme, bebeğin kendi başına yemek istediği  dönemlerde dahada  sık görülebileceği bilinmelidir. Ayrıca çocuk beslenirken çocuk zorlanmamalıdır.

Yapılan çalışmalarda bazı çocukların  öğün sırasında sofraya oturmadıkları  hep oyunu tercih ettikleri gözlenmiştir. Anne çocuk arası ilişkide  kopuklukta diğer bir iştahsızlık nedenidir. Bu gibi durumlarda çocukta uyaran eksikliği olup olmadığı veya anneye ait nedenler gözden geçirilmelidir. Bazen  “ihmal edilmiş çocuk “ olması da iştahsızlığa yol açabilir.

Sınırlı sayıda hastada ise ; iştahsızlığa neden olabilecek solunumsal, kardiyolojik, sindirim sistemi hastalıkları  veya kronik hastalıklarda göz önünde bulundurulmalıdır.